barbha

Barbha'nın maceraları:)

Pazar, Ağustos 20, 2006

Uçurtmalar Coştu!

Bugün aslında Çağla'nın yoğun bir çeviri işi vardı. Ben de ona yardım etmeliydim, ancak Burcu ve Yücel (ki kendisi uçurtma bahçevanı olup ucurtmabahcesi.blogspot.com adresinden takip edilebileceğini daha önce de burada belirtmiştim.) beni aradılar. Çok çekici bir teklif vardı, uçurtma uçurmak!

Tabi ben Çağla'ya söylemedim bile en başta. Nitekim gidemeyecektik ve üzülme ihtimali de yüksekti. Ama sonra konuştuk, birden çelişkilere düştü: "ne zaman döneriz? acaba gitsek mi? akşama iyi çalışırız di mi?"

Bu arada tabi biz sanıyoruz ki Ahlatlıbel'e gideceğiz. Meğer Çamkoru gibi daha da müthiş bir teklif söz konusu imiş! Çağla, saat 5 gibi eve dönmüş olmak kaydıyla gidebileceğimizi düşündü. Ben bu durumuı Burcu'ya anlattığımda Burcu da "ya aslında 6'yı bulur ama sen 5 de" dedi. E artık buradan ifşa etmenin bir sakıncası kalmamış olsa gerek nasılsa geçti gitti:) Hem Burcu'nun da kötü bir niyeti yok ki! Çağlacık eğlensin ister:)

Neyse, gittik Çamkoru'ya. Termosta çay, yanımızda börekler vs. Ve tabi ki uçurtmalar!

4 kişiydik ama bir ara gökyüzünde 6 uçurtma vardı.

Yanımızda götürdüğümüz uçurtmalar şunlardı: (yanlış anımsamıyorsam tabi)

2 parafoil
1 büyük parafoil
1 büyük delta (84") (Çağlacıma doğumgünü hediyem)
1 genki (yücelin el emeği)
1 super flyer (Burcu'nun gözbebeği - Mert hediyesi)
1 çift ipli (ne harika bir şey o!)
1 paraşüt (öyle işte. paraşüt. parachute catch)
1 nylon dragon
1 3d


anımsayamadıklarımı da yarın ucurtmabahcesi'nde Burcu'nun kaleminden okursunuz artık. Hem fotoğraflar da onlarda. Orada yayınlanacakmış, biz de öyle görebileceğiz.

Ama müthiş bir gün oldu.

Başka neler var... Akşam semaverim geldi! Buradan Alper'e de çok teşekkür sunmalıyım. Balkonda hemen bir semaver keyfi yaptık ki sormayın.

Bir de dün Cem ve Sevil'in kızları Deniz'i gördük. Nasıl dünya tatlısı bir canlı o öyle! Dokunmaya kıyamadık. Eser'in (teyze) sözüyle: Ankara'ya deniz gelmiş, hoş gelmi sefa gelmiş!

Şimdilik bu kadar. Gözlerimden uyku akmakta. Hoşçakalınız efendim.

2 Yorumlar:

At 12:51 ÖÖ, Anonymous Adsız dedi ki...

Ne felaketsiniz, ayaküstü uyuttunuz beni 5'de döneriz diye, 7de döndük. ama pişman mıyım? Kesinlikle değilim. Bir de yanımızda Yücelin süper uçan dcsi de vardı (nasıl yazılıyor acaba).Valla bütün işlerin üstüme yıkılmasım stresinden ölmek üzereyim ama yine de muhteşem bi gündü.

 
At 11:24 ÖS, Blogger TBU dedi ki...

Bilgisayar başına oturamayan sayın yazarın http://barbha.blogspot.com/2006/08/herkes-gitti-ben-beklemede.html adresindeki maceraları okunursa işin temelde tembellikten kaynaklandığı sonucuna varmak mümkün:)

(bugün de balığı beğenmemişler zaten. ama can yücelin arkadaşıyla muhabbet etmekteydiler. oof of.)

 

Yorum Gönder

<< Home